26 Ağustos 2015 Çarşamba

FARKLIYDI BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZ...

Sokaklar kalabalık değil,beton yığınları yoktu.Tek katlı,çoğu ahşap olan bahçeli,doğa ile iç içe,sokaklarında,sokak hayvanları demiyorum hayvanları özgürce koştururdu,o evlerin sokaklarında...

Bahçe kömürlüklerinin kapısından taşan karalıklar la yere çizdiğimiz resim,seksekler ve bulduğumuz minik sevimli kedi yavrusunu sevinciyle oynardık oyunlarımızı...

Bir bisikletin varlığı paha biçilmez olurdu.Küçücük hayallerimiz kadardık çocukça alt tarafı...Bayramdan bayrama elbiselerimizi, yenilenir, bir tokaya ikinci bir yenisini eklemek için bir kaç yıl sonra daha büyük bir bisiklete binmekti derdimiz...hayallerimiz büyüktü çocukça olsa da...

Öyle süslü oyuncaklarımız yoktu.Biz çamuru karar minik ellerimizle, minik oyuncaklar yapar sonra onları güneşte kurutur evcilik oynardık.Bunları yaparken çamurlanan üstümüz başımızı kendi yöntemlerimizle temizlemeye çalışır annelerimizin görmemesi için elimizden geleni yapardık, yoksa anneden zılgıtı yemek kaçınılmazdı.

Televizyon her evde yoktu,ayaklar ve el yüz yıkanır bir evde toplanılır  o evin annesi ekmeklerin dilim üzerine sürdüğü sana yağlı ekmekleri yerken her gün açık olmayan haftada iki gün birer saat çizgi film gösterilen renksiz kocaman sandık gibi olan televizyondan (şirinler, çiçek kız, heidi vs.) seyrederdik.

Şimdilerin renkli okul kıyafetlerimiz yoktu,siyah önlük,kar beyaz yakalar,saçlar taranıp iki örgü yapılıp elde yapım beyaz kurdeleden çiçek yapılıp takılır peliklerin ucuna,siyah ayakkabılar giyilirdi.
Hep sorarlar ya büyükler, büyüyünce ne olacaksın diye...hep aynı cevaplar verilirdi.Öğretmen, doktor polis...

Bu küçük dünyamızın içinde ki büyük bir telaşemiz vardı, kanımız kaynardı.Hep ama hep büyümek isterdik,o minik eller büyüyüp ne işler yapacaktı bilinmez.

Şimdilerde büyüdükte ne oldu?
Beton yığınlarının arasında, dünya telaşıyla,yaşamak ve yaşatmak uğruna binbir güçlükle her birimiz bir yerlerde toz bulutu gibi savruluyoruz.O minik hayaller büyük yığınlar arasında kayboldu unutulmaya yüz tuttu.

Geç değil hayatta hiç bir şey için,küçük hayallerin yerini büyük hayallere bıraktı.
Bir kalbe sevgi tohumu, bir cana bir damla su,biraz sabır, biraz gayret ve umutsuzluğa yer vermeden dünün küçük yürekleri bugünün büyük yürekleri olarak yaşamalı ve yaşatmalıyız.
Canlı ayrımı yapmadan...

İşte farklıydı bizim çocukluğumuz...farkındalık yarattığı için...

(gönülden yansıyan sağanak yazılar 5 )

@ilksen

11.6.2014    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder