26 Ağustos 2015 Çarşamba

DİL YARASI

Dil yarası nerden kimden geldiği sonradan belli olan saplandı mı gönül merkezine derin, iyileşmeyen kalıcı izler bırakarak hiç bir tabibin çare bulamadığı yara....

Yakıyorlar en fiyakasından gıybet sigarasını çekiyorlar zevkle içlerine...
Ondan çektikçe içlerine zevk içinde kendilerini rahatlattıklarını sandıkları gıybet sigarasını,bilmiyorlar ki iç dünyasında ki başta gönül merkezli olmaz üzere tüm organları yakarak, kül ederek iflasına zemin hazırlıyorlar.

Dil yarasına sebebiyet verenler en yakından teğet geçmeden dokunarak kalıntılarını,kokusunu bırakarak geçiyorlar. Bir sigara gibi derinden çeke çeke üflemiştir dumanını en uzağa, nereye gittiğine isi dumanı nereye sindiğine bakmadan, yetmemiştir bir daha bir daha çekmiştir büyük bir keyifle.... biri bitti mi diğerini üst üste yakarak içine içine çekerek bir fazla kata kata en uzağa üflemek için yarışarak.

Oysa dil bir et parçasıydı kemiği olmayan her yöne çevirebildiğin hem çok ağır hem çok hafif bir iki gramlık et parçası,çok ağırdır hesapsızca, kitapsızca, anlamsızca iğneler yüklediğin bir atom bombasından bile daha etkili düştüğü yeri yerle bir eden tahribatlar bırakan,çok hafiftir gönül hazinen ile harmanladığın, ön yargıyla bakmadığın gideceği yeri planlamadığın sadece ve sadece yapıcı gittiği merkezde hoş bir sada bıraktığın da kuş tüyü hafifliğinde olabilir.

Kalp kırık dökük yenik…..dil yarasın dan…

(gönülden yansıyan sağanak yazılar 1 )

@ilksen

30.4.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder