GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR – 69 –
Yine
eylül geldi, sararan yapraklar dökülmeye başladı, oysa ben seni bir eylül günü
sevmiştim. Mevsimler gelip geçer yine eylüle gelir takılır yaralı yüreğime ...
Biz
bir bütünün iki yarısıyız, seni yana yakıla seven o benim işte, gece gündüz
sevginle yoğrulan o benim işte, yağmurda damla olup yüreğine akmak isteyen o
benim işte ....
Her
gün söz olur batar sözlerin bana, seninle yaşanmışlıklar çok darbeler aldı,
zaman bile ilaç olamadı sözler bitti artık …
Eylüldür
adı sararan yapraklar bir aşk gibi dökülür ağaç dallarından, eylüldür hazandır
hüzündür özlemdir, eylüldür isyandır şiir satırlarına ....
Sararan bir yaprak gibi bir kitap arasında sıkışıp kalmış
bir ben olan bir şiir gecenin renginde yıldızlar gibi kayar…
Seni
her gün benden alanı tüketip bitireni, sararan bir yaprak gibi savuranı, her
mevsimde umutsuzca seven yüreğimi alanı bana getirin...
Bir
er aşkını mektup yazar şiir gibi, her satırda özlem anlatılır, gecesini anlatır
gündüzünü anlatır bir bir, sonra bekler zaman geçsin diye ....
Sen
gidersen kimsesiz kalır bu yürek, sen gidersen kime seslenir bu yürek iki satır
yazarak, sen gidersen yüreğim üşür ölür yetim kalır mutluluğum, sen gidersen
isyan eder söylemlerim her gece ....
Bir
şehri anlatır eli kalem tutan bir yazar, yazıyordu uzaktan yüreğinin attığına
yazıyordu, göçmen kuşlardan haber gönderir gibi yazıyordu, yazarken yüreğini
ağlıyordu yangın yeri gibi ....
Ahhh
İstanbul şiir yazdıran şehir, her gün gezsem sokaklarını yorulmaz ayaklarım,
sen yedi tepede dimdik duran deniz kokan şehir, sen tarih kokan eserleri, sen
sebebim olan aşık olduğum şehir ...
~
ilksen Aydın ~
13.9.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder