2 Nisan 2018 Pazartesi


GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR – 69 –

Yine eylül geldi, sararan yapraklar dökülmeye başladı, oysa ben seni bir eylül günü sevmiştim. Mevsimler gelip geçer yine eylüle gelir takılır yaralı yüreğime ...

Biz bir bütünün iki yarısıyız, seni yana yakıla seven o benim işte, gece gündüz sevginle yoğrulan o benim işte, yağmurda damla olup yüreğine akmak isteyen o benim işte ....

Her gün söz olur batar sözlerin bana, seninle yaşanmışlıklar çok darbeler aldı, zaman bile ilaç olamadı sözler bitti artık …

Eylüldür adı sararan yapraklar bir aşk gibi dökülür ağaç dallarından, eylüldür hazandır hüzündür özlemdir, eylüldür isyandır şiir satırlarına ....

 Sararan bir yaprak gibi bir kitap arasında sıkışıp kalmış bir ben olan bir şiir gecenin renginde yıldızlar gibi kayar…

Seni her gün benden alanı tüketip bitireni, sararan bir yaprak gibi savuranı, her mevsimde umutsuzca seven yüreğimi alanı bana getirin...

Bir er aşkını mektup yazar şiir gibi, her satırda özlem anlatılır, gecesini anlatır gündüzünü anlatır bir bir, sonra bekler zaman geçsin diye ....

Sen gidersen kimsesiz kalır bu yürek, sen gidersen kime seslenir bu yürek iki satır yazarak, sen gidersen yüreğim üşür ölür yetim kalır mutluluğum, sen gidersen isyan eder söylemlerim her gece ....

Bir şehri anlatır eli kalem tutan bir yazar, yazıyordu uzaktan yüreğinin attığına yazıyordu, göçmen kuşlardan haber gönderir gibi yazıyordu, yazarken yüreğini ağlıyordu yangın yeri gibi ....

Ahhh İstanbul şiir yazdıran şehir, her gün gezsem sokaklarını yorulmaz ayaklarım, sen yedi tepede dimdik duran deniz kokan şehir, sen tarih kokan eserleri, sen sebebim olan aşık olduğum şehir ...

~ ilksen Aydın ~
13.9.2017











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder