GECENİN
RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR -18 -
Yine
eylül geldi yapraklar sararmaya başlamıştı, tek tek sararan yapraklar bir bir
dökülüyordu, sanki yüreğimdeki hüzünler dökülüyordu yürek ağacımdan, sen
yüreğimin sararan hüznü idin, gittin ya bir eylülde yine bak eylül ayı geldi
hadi çık gel de yüreğimin sararan hüznüne sevinç olsana sevgili......
Gidiyor
musun sen bu şehirden, gidiyor musun yüreğimden, gitme desem yinede gideceksin
biliyorum, dur dinle bak sana son kes sesleneceğim, ben seni sevdiği için
yüreğimi seviyorum, senden başka hiç bir yüreği sevmeyecek, tenime sinen
kokunun üzerine bir daha başka koku sinmeyecek, kulaklarım senin sesinden başka
ses duymayacak, iyi anla unutma seni benden başka böyle yürekten kimse
sevmeyecek yüreğimden giden sevdiceğim.....
Hüzünler
yağar bir buluttan yağan yağmur gibi üzerime, yüreğime bu hüzün yağmurlarını
yağdıran isimsiz yad ellerde, damlalar vurur göğüs kafesime ordan hüzün yumağı
olan bir oyana bir buyana çaresizce atan kalp pencereme vuruyor, kayıyor
damlalar farklı yollara çizerek yol alarak gönül kapıma dayandı ''aç kapıyı,
serinletmeye geldim'' der gibiydi......
Yüreğe
gizlenmiş korkular için için yer bitirir sığdırdığın o göğüs kafesine
gizlediğin duygu yüklü yürek parçanı, içinde sana olan hasreti, sana olan
özlemi, teninin kokusunu hapsettiğim, senli korkularım yüreğimi titretiyor
artık, yoksun ya vuslatı beklemekten yoruldu bu yürek, hayallerinle avunur
oldum artık, sevişmelerim artık tat vermez oldu, seni özledim, dokunmanı
özledim..... senli korkularım yüreğime dar geliyor artık.....
Nerede.....
o eskiden yaşanan aşklar bir sadakat timsali gibi yaşanırdı, konuşmadan
anlaşılırdı seven yürekler, sevenin yürek gözleri konuşuyordu, bir kere severdi
yürekler, ölüm ayırırdı sadece, su gibi saf yaşanırdı.... anlık ayrılıkların
acısı bile için için yaşanırdı yüreklerde.... nerde o eski aşk sevgileri
nerdesin sevgili ondandır seni sevmelerim.....
Sensiz
geçen mevsimler bana aşkta özlem olarak yaşanıyor, hapsettiler iki yüreği ayrı
ayrı hücrelere, sabahları gece oldu geceleri zifiri katran karası, beden hapis
yüreği zincirlere vurulmuş iki yürek, yaşanmıyor sensiz geçen mevsimler.....
Hani
vurulan her darbe acıtır ya vurduğu yeri, önce nerden geldiğine bakarsın ve
kimden geldiğine, ama onlar vurur darbeyi anlık acıtır ve geçer gider, yaaa o
yüreğe vurulan keskin hançer darbesi gibi girer ya yüreğine bakarsın kimden
geldiğine bir an yığılır kalırsın olduğun yere, darbeyi vuran o en sevdiğin,
senin için bir nefes olan can dediğin, aşk dediğin, sevdiğin dediğin di sana
vuran darbeyi..... işte anlarsın o zaman hançeri vuran sendin kendi yüreğine,
en acıtanı oldu, damla damla kan oldu yüreğe damlayan, bir daha böyle
sevmeyeceğim dedi son nefesinde yüreğin.....
Yeni
günün doğan aşkın adı oldu Perihan, aşk ansızın kapıyı çaldı, seninle gecem
gündüz oldu, gel benim ol Perihan, yüreğime damla damla düştün, sensiz olmuyor
yüreğime damla damla düşen Perihan, kuzular analarına kavuştu, gel de sevince
boğsana beni aşkın yeni adı Perihan....
Eylül
ayı hazan mevsiminde bir başka yaşanır aşklar, bir başka yazılır dizeler beyaz
sayfalara, mürekkebin ıslaklığı kurumadan ard arda yazarsın yüreğinde
biriktirdiklerini, anlatırsın kalıcı olsun diye mektup güzelliğinde yazarsın
ona olan aşkını, yazdıkça yazarsın nokta koymadan bir göz yaşı damlasının
bıraktığı iz ile kapatırsın zarfın kapağını, pasta pulu olarak bir buse
koyarsın zarfın sol üst köşesine, adresi yazarsın posta kutusuna koyarsın
duygularını, heyecanla beklersin okunacağı günü ve gelecek cevabı.... cevabını
tez zamanda yaz sevgili beni üzmesin satırların......
Sana
olan bu sevdayı bu yüreğe Allah tarafından bahşedildi yaa, artık sen benim vaz
geçilmezim oldun, sensiz günler geçmez geceler bitmez oldu, ben böyle severken
senin yüreğinde bir kıpırdanma bir titreme yoktu, o zaman ne yaparsan yap o
sana olan sevgimi sök yüreğimden Allahını seversen.....
@ilkSEN
2.9.2015
2.9.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder