9 Aralık 2016 Cuma

GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR -13 -

Sesler vardır çığlık çığlığa, sesler vardır feryat-ı figan olarak yüreğe düşen ateş gibi kavurur kül eder düştüğü yeri yakar giden yar sevgili, gitme diye bakan yaşlı gözyaşlarıma aldırmadan gitti ardına bakmadı bile....

Hani vardır ya gidiyorum der bir engel çıkar gidemezsin yüreğinin sahibini bırakamazsın sana bakan bir çift göz ''gitme kal der'' sonra gitme be yüreğim sen onsuz bir HİÇsin kaldığı yerden devam etse dersin yarım kalan aşkımız......

Ansızın çekip gitti bana mısın demedi ardına bile bakmadı yüreğimdeki aşk, sol yanıma ağır bir yük bindi nefes alamaz oldum, nettin neyledin bana yüreğimin teli çekip giderken, oysa sen benim ilk aşkım, ilk göz ağrımdın can yoldaşım gittin gideli canlı ölüyüm ben artık.....

Gittin yaa beni tek başıma bıraktın bakma ardına git yoluna ben yolumda tek başıma da yürürüm sensiz, gittin yaa gelme bir daha beni yüreğindeki acımla tek başıma bırak, seni bu kadar severken ardına bile bakmadan gidiyorsan gelme bir daha, ben sevgimin acısını kendi içimde yaşarım tek başıma.....

Her gece ayazı çökünce yokluğun sarar bütün bedenimi, geceyi aydınlatan ayla yıldızlar arkadaş olur bana, ben anlatırım onlar sessiz sessiz dinlerler.... sen ne dersen de çekip gittin ya söylenen sözler sadece laf-ı güzaf kalır yüreklerde....

Bir aşk hikayesi benim sana olan aşkım seninle başladı, yürek bu zamanla ihanete uğrar alır yaralı yüreğimi giderim bu diyarlardan molalar verir yollar boyunca kaç istasyon geçti bilmez yaralı yüreği bir derviş gibi yol alır nerelere gittiğini bilmeden....

Özledim desem seni hisseder misin ben-i yüreğinde, özledim desem duyar mısın sesimi kulaklarında, özledim desem görür müsün beni hayallerinde, oysa ben seni hiç unutmadım ki, ismimi söylerken tenime yayılan nefesini, hadi gelsene beni ben yapsana özledim ben seni, tenini nefesini, yüreğimde ki yerini özledim can parem gelsene.....

Kapatın karanlık kapıları üzerime karanlık olan yüreğimin aydınlanması zaman alacak, karanlık geceme yağmurlar yağmaya başladı bile vuruyor damlalar pencerenin camlarına bir yandan da o damlalar göz yaşı olup akıyor göğüs kafesime....bir an gözüm cama takılıyor bir perde gibi nefesimle buğulanan cama yüreğim de yaşadıklarımı parmağımı bir kalem gibi kullanıp çizmek istiyorum ruhumda yaşadıklarımı, anlatsam iki satır dize ile o nefesimle buğulanan cama......

 Hayat alabildiğine güç yaşanıyor, umutlar tükendiği anda yüreğindeki özgürlüğe kanat çırpma isteği seni hayata bağlıyor....uç uçabildiğin kadar özgür kuşlar gibi.....

Nasıl anlatsam ki sana ben-i, nerden başlasam ki ilk gördüğüm andaki heyecanımı mı, yoksa bana ilk seslenişini mi, birde bana dokunan ellerinde ki sıcaklığının yakan yüreğimi mi söylesem, ne söylesem ki sen benim ilk heyecanımdın....söyle beni anlaman için gözlerime ordan da yüreğime bakman yetecek gönül sevincim....

Bir şiirlerin sesi yürek daha şiirlere ses oluyor sesinin yumuşaklığı delip geçiyor yürekleri okunan dizeler kendinden geçiyor,dediği kelamlar da''sen sevmek nedir bilir misin'' dedi....

Sus yüreğim bu gece sus artık daha fazla yaralama yaralı yüreğini, zamansız düştüğün aşk kuyusuna, bir girdap gibi dönüyorsun kendi ruhunda, hayat yorgunu bir beden, birde acılar içinde çırpınan yürek, bir hazan mevsimin de kuru bir yaprak gibi seriliyor kaldırım taşlarına bedenin, bir rüzgar esiyor savuruyor seni bir toz bulutu gibi.....hadi duy sesimi hayırsız sevgili....

@ilkSEN

22.7.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder