20 Eylül 2015 Pazar

GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR -10 -


Git....beni beni benle bırak,git sensizliğe aliştım,git ben sensiz bir hiç im oysa ki ,git seni benim gibi seven olmaz ki ,git belki bir mektup yazarım ben kokan,git beni benle bırak .....

Bir şair ki yüreklere bülbüller gibi şakıdı dize dize satır satır okudu yüreğindeki leri ......

Üşüyorum sen gittin gideli,üşüyorum aşkından,nisan yağmurları yla ıslanıyor bedenim ruhum ,aslında isyanlardayım yüreğime söz gecirememekten....yada ihanet mi ediyorum seven yüreğime....kim bilir ...... 
Hani olur yaaa bir sabah uyandığımda sol yanımda seni görürse gözlerim,yüreğime kor yangınlar düşer hayallerde miyim derim ,yok yok sesimi çıkarmam anı yaşarım gözlerimi kapatarak .....ben seni hep sevdim derim kendime ....

Hayat ayrı yüreklerde acılar sevinçler yaşatıyor,yaşanan hayatlara gecenin karanlığında ay eşlik ediyor,hayat peşin alıyor diyetini göz yaşı olarak ,ayrılık olarak ,hasret olarak ,özlem olarak mutluluk olarak ,aşk olarak ,sevgi olarak,sevinç olarak ....geceler gündüze karışarak hayat akıyor su gibi .....

Sen yüreğimin rafından aldığım sayfalarını tekrar tekrar okuduğum,satırlarını ezberlediģim,iliklerime yüreğimin kan duvarlarına işledim sen diye....
sen benim hiç bitmesin dediğim senli kitabım sol yanıma yasladıģımsın....

Bir bilsen seni nasıl sevdiğimi,masallar anlatıyorum seni seven yüreğime,geceleri sen uyu diye sana yazdığım senli şiirlerimi okuyorum, giderken son bir defa sımsıcak o ateş gibi öpüşünün sıcaklığı hala dudaklarımda hissediyorum,seni anlatan şarkılar da teselli buluyorum, sen yüreğimden gelip boğazımda tıkanıp kalıyorsun sevgimin biriciği.....ben seni severken senden ayrılamaz ki bu can telim .....

Sesini duyduğumda kalbim yerinden fırlar,nefesim kesilir,yaratan seni bana sevdir di ya başka ne isterim ,nazarlara gelme emi koru kendini ,gülerken gözlerin gülüyor ya yüreğim titrer,sen benim yüreğimin neşesi,sen benim tatlı meleğimsin tanrı seni korusun ......

Gece karanlığı çöktü yine yüreğime ,gittin gideli gözüm yollarda ,hasret çiçekleri ektim bahar geldi açtılar sen yone gelmedin ,alaz alaz yaktın yüreğimi,akan göz yaşlarım bile söndürme di bu yangını...
sen bana dönülmez akşamlarımın sevda türküsüydün....

Aşk ve sevgi geçen bir yürek başka bir yürekte yaşadıklarını görür gönül kafesinde,yürek güvercinlerini uçurmak ister aşkın şehri olan Şehr -i İstanbulun yedi tepesinden aşk adına sevgi adına barış adına adı güvercin olan masum canlı yüreği .....

Bir öykü yazdım ucu açık kelimelerim le başlığını koymadığım sadece yazdım içinde okuyan yüreklerin bir satırını sahipleneceģi,oysa bitmeyen tonlarca kelimelerim vardı yalnızlık çekenler için özlem duyanlar için ,seni uturmuyum satirlerimda o geceleri sabah yaptıģımız sevişmelerimizi de ekledim satır aralarına tenin yasemen kokusunu da yazdım ....sadece yazdım başı sonu olmayan duygu sağanağıydı.....yazan yürek son cümleyi koymuş "geç her sey için vakit geç ".......

Biz ikimiz denizden çıkan inci tanesiydik,biz aşkımızı sevgimizi aşk şehri şehr-i İstanbul gibi yaşardık birbirine bakar uzaktan şevişen gözlerimizle bedenimiz, yağmur yağar dı yüreklerimize çisil çisil damlardın yürek telime ,sen benim yürek sevgilim istanbulun incisi boğazın derinlerinden çıkan kara inci tanemdin.....
@ilkSEN 
1.7.2015
GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR - 9 -

Benim yüreğim seni sevmekten korkmadı korkmayacak da ben seni yüreğimle sevdim,ben seni senden dilenmem korkma benim dünyam sensin çünkü.....

Yüreğimin sevgilisi gidişinle huzuru aradım ama nafile bulamadım sende olan huzuru,gittin gideli bir başka oldu bu yürek kavruldu yandı tutuştu,her baktığım yüzde seni arar oldum,uçan kuşta,esen rüzgarda,gel artık yüreğimin sevgilisi.... 

Mevsimler akıyor ben senli mevsimleri bekliyorum seni sana anlatmak için günler geceler birbirini kovalıyor bekliyorum seni özlemle hasretle hadi hadi gel artık sevgilim beni sensiz bırakma....söylesene sevgili hiç mi sevmedin seni seven bu yüreği..... 

Her gece hüzünlü geceme yıldızlar gibi düştün kır kabuğunu çık gel yüreğimin kapısını araladım bak gel dolunay sana eşlik eder sen yeter ki gel ey sevgili......

Her gece senli hayallere dalıp aşkı sevgiyi gece ay'a ve yıldızlara anlatmak,güneş doğarken gökyüzünde uçan kuşa anlatmak,esen rüzgara anlatmak seni anlatırken yazmak gönül defterine satır satır senli hayalleri..... 

Her gece seni anlatıyorum kendime bana bakan o gece karanlığında parlayan gözlerini,gülerken patlayan dişlerini,konuşurken sesinde ki şiirsi buğulu sesini inan çok özledim inan çık gel beni sensiz bırakma bu gece çık gel ne olur....

Sen yoksun ya zindan bana geceler,sen yoksun ya zindan bana gündüzler,sen yoksun ya rüzgarlar esmez bana,sen yoksun ya mevsimlerde cemreler düşmez,sen yoksun ya zindan bana günler aylar yıllar,kırmak ister bu gönül prangaları sana gelmek için.....sen yoksan zindan bana yaşam.....

Siyah beyaz yaşanır aşk-ı sevdalar siyahta yaşanır hüznü,hasreti,özlemi yaşar yaralı yürekler,beyazda yaşanır aşkın sevdanın umut kırıntıları vuslatları yaşar yaralı yürekler,iki yaralı yürek aşklarını bir siyah beyaz film gibi yaşar sonu olmayan.....

Hüzün kaplamışsa iki seven yüreğe tüm renklere boyansalar da sadece hüznün rengi olan soğuk renk olan hüznün rengi,acının rengi gecenin rengi siyah yakışıyor kanayan yürek yarasına....gecenin karası arkadaştır artık yaralı kuş yüreğe....

Sustu yürek sesim olan kuşlar ötmez oldu artık ölüm sessizliğine büründü yüreğim yazmaz oldu seni ,saatlerin tik takların da zaman durdu sen durdun yüreğimde sen diye öten kuşlar sustu artık sen yoksun diye.......

Yüreğimin sevgilisi sen benden giderken unutma arkada bir yürek enkazı bıraktın acılarını bıraktın kanayan yaralarını bıraktın ve gecelere akan ruhumuzu ve eşlik eden bedenimizin huzurunu bıraktın unutma birde giderken sakın ola unutma seni ömrümce ruhumla seveceğim yüreğimin sevgilisi.......

Yaşarken yaşanmışlıklar acı izler bırakır yalnız yüreklerde yaşamda aynı yöne bakamamış yürekler ıssız toprak sessizliğinde sessiz sessiz konuşur yürekleri solgun benizleri yüreklerinde ki geride bıraktıkları acıları hala kavurur çürümüş bedenlerini...onlar sessiz ruhlar başka yaşamlar yaşasın diye kendi yaşamlarını bir hiç sayarak umutsuzluğa umut olmuş hasret yürekler di ..... 

@ilkSEN
24.6.2015
GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR - 8 -

kader bu yaaa sensiz geçen yıllarım seni özleyerek geçti,dağda ki reyhan kokuların da seni soluyorum senin kokun diye,bekliyorum seni vuslatı bekler gibi....

sen gittin gideli özüm ağlar,gözüm ağlar,ruhum ağlar,seni sayıklayan diller sen diye ağlar,tüm şarkılar sen diye çalar,özlem diye hasret diye ağlar,tüm hücrelerim sen diye ağlar ve seni yazan şiirlerim dize dize ağlar.....

ben ben değilim ki,sen beni ne hallere soktun,alabora ettin tüm yüreğimi,sahi ''sevgi'' neydi senin için şımarık bir çocuk gibi nazlanmak mı sevdiceğine,yoksa pembe yalanlar söyleyip kaçamaklar mı yapmaktı,oysa ''sevgi'' benim için yarımın yarısı,canımın canı,yanımdayken özlediğim biricik sevdiceğim sadece sol yanımın tek sahibi tek sevdiğim din .....

uzun zamandır takip ediyorum seni yine gözlerin uzaklara bakıyor,yüzünde bir korkunun ifadesi var,korkma yüreğimin ince teli sana dair yazılacak daha çok dizelerim var seni anlatan....

gözlerini bir beyaz sayfa gibi açar insan hayata,başlar beklemeye annenin sıcaklığında sevgiyi bekler,çocuk duygularla büyümeyi adım atmayı,genç bir ruh olur aşkı özler sevmeyi beklersin,akıp giden zamana ayak uydurmayı yarışmayı beklersin,sessizliğin sesi olmayı beklersin,canından can vermeyi özleyerek beklersin,hayat bir beklemektir doğan güneş gibi,gece parlayan yıldız gibi....beklersin hayatta bir umudu bekler gibi....

bir mezar hazırlıyorum kördüğüm olmuş senli düşüncelerimi gömmek için....bir mezar hazırlıyorum sensizliğimi sessizliğe karışarak ruhumu gömüyorum...bir mezar hazırlıyorum gecenin karanlığına karışan senli hayallerimi gömüyorum.....bir mezar hazırlıyorum senli duygularımla ruhumu gömüyorum..... 

sen yol alırken gök ağlar ıslanır yüreğin damla damla,yağmurda ıslanan yüreğini güneş ışığı ısıtacak ince ince, sen yol alırken yüreğin kan ağlayacak ama yinede yürü zalim felek vursa da seni..... 

''bahar gözlüm''baharı bekleyen,aşıklar gibi,hayatıma anlam katan melek gibi,acılarımın dermanı olan,ruhumun fermanı olan,güzel gözlüm,özledim seni,zaman aktı gidiyor,lal oldu dilim bak,üşüdü yüreğim sensiz,mutluluk sensin gel artık bahar gözlü yar.....

her akşam çıkarız yaa sahil boyunca yürürüz teninin kokusuna denizin kokusu karışır,saçların savrulur denizin melteminde,bir an gözler kavuşur bakar masumca,yürekler hisseder usulca sen der sadece,sensin benim dermanım,ilişiriz bir banka bedenlerimiz sokulur bir an bakarız uzaklara tan ağarana kadar....

ben seni göz yaşlarımda sevdim,ben seni ruhumla sevdim,ben seni kağıdın kalemi sevdiği gibi sevdim,ben seni mevsimler gibi üşüyerek,çiçekler açarken,sararan yapraklar gibi sevdim,farzet ki ben seni sen olduğun için sevdim,su gibi akan ömrüm gibi sevdim...

benim babam adam gibi adam yüreği ince naif....

@ilkSEN 
17.6.2015
GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR - 7 -

değil mi ki son pişmanlıklar can boğaza gelince özlemler,hasretler acıtır gider ayak son yanımı son nefeste.....tılsımını bozulmadan sevgilerimin sarılırım yalnızlığıma son nefeste.....

bana mevsimler yok artık ben kışı yaşamadım ki baharı neyleyeyim gönül yorgunuyum ben gitmeliyim buralardan,baharda açan çiçekler solmadan kuşlar ötmeden,yaz yağmurları yağmadan bu şehirden gitmeliyim baharı beklemeden.....

oysa o kadar çok sevmiştim ki seni ben her ismin anıldığında yüreğim titrerdi,her bakışın içimi acıtır yaralarımı kanatırdı,acıyan yüreğime rağmen artık göz yaşlarımı içime akıtarak sildim seni önce aklımdan sonra zor olsa da incinen gönlümden....sadece sildim.....

geceler katran karası,geceler hüzün,geceler yıldızla ay,geceler de diller lal olur gönül dili başlar konuşmaya dize olur akar geceye,beyaz sayfalara yürek sızısı olarak akar gider....gece susar tan ağarana kadar konuşur gönül dili gecenin siyahın da.....

bir şiir yazılır bir şehre dair yazan o şehrin piridir oysa güzel şehrini anlatır dize dize egenin incisidir anlatılan.....

benin sana toprağın suya ihtiyaç duyduğu kadar,bir ruha nefes gibi,fırtınanın rüzgara ihtiyaç duyduğu kadar,uykuda ki masalsı rüyalarım kadar,eksik bir yanımın tamamlayanı olarak,suskun yüreğimin sesi gibi,sol yanımın dermanı olarak hani demiş yaa yazan yürek inan ''sana ihtiyacım var'' ben dedim sıra sende sevdiğim yürek birde senden duyayım ''Sana çok ihtiyacım var" desene.....

yabancı yad ellerde toprak özlemini,yar özlemini,evlat özlemini,konuşan dilini anlatmak anlamsız bakan yüzlere anlatmak memleket kokusunu.....

bir garip şiir yolcusu olarak yürek sızılarımı DİNLEdi şiir yürekler....

aşk bir masaldı benim yüreğinde kelebek misali bir günlük,sevmelere kıyamadığım,dokunmaya bakmaya gözlerimden sakındığım yüreğimde sakladığım pamuklara sarıp sarmaladığım güzel sevgili,kelebeklerin bir günlük ömrü gibi bırakıp gittin beni hüzünlere boğdun iç bile çekemedim senli vedalara.....

işte gecenin sonu ve yaşananlar bitti bir çırpıda can parem gidiyorum yine seni özleyecek bu yürek tenimde bıraktığın kokunu,unutma ben yokken sadece seni seven bir yürek olduğunu...

ve şiirleri yazar ustalar ardı sıra çıraklar....gece aktı ustalı çıraklı şiir dolu zamanla yarışarak......

@ilkSEN 
3.6.2015
GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR -6-

ey hayat sen bana ben sana muhtacız,sevmelerimi,özlemlerimi,hasretlerimi de senle yaşarım ben..... 
                                                                        
gitme dedim ben sana daha yaşanacak günlerimiz vardı oysa,sen bensiz ben sensiz yapamazdık,ama sen yinede arkana bakmadan gittin bilinmeze doğru,beni benle tek başına bırakarak.....

bir kadın adı mona roza şiirler yazdırır adama,siyah güllere karışan duygular geceye akar,sadece kadını yazar inleyen nağmeler gibi....

sevgiyi seven yürek anlatır yakarışını tanrıya,geceler boyu anlatır satır satır....

sen gittin gideli bana sadece bir adın kaldı,gecelere sabahlar açmaz oldu,gülüşünün suskunluğu yüreğimde sızı oldu,sen gittin gideli bir adın kaldı bana.....birde geride bıraktığın suskunluğun.....

gitme derken kal diyen yüreğim seni hep özleyecek gitme desem dinler mi beni giden yüreğin....gitme can yoldaşım,sevdiceğim sen yinede gitme bırakma beni bu yad ellerde.....

ben seni sevmesem baharlar çiçek açmaz,ben seni sevmesem gemiler yol almaz,ben seni sevmesem dereler çağlamaz,ben seni sevmesem bulutlar dan yağmurlar yağmaz,ben seni sevmesem gecelerde yıldızlar kaymaz,ben seni sevmesem sen sen olmazsın ki,sev dedi ya lokman hekim ben sadece seni sevdim....iyi ki sevmiş bu yürek seni..... 

sen gittin yaaa bir yarım sende kaldı,sende kaldı sevgilerim,sende kaldı senin için çalan son şarkının nağmeleri,sende kaldı benim yüreğim,sende kaldı son nefes alışlarım....

sen benim yüreğimin seven tanrısıydın,susayan yüreğime serinlik,bakan gözlerime ışık,kalp atışlarımın ritmiydin,baharda yağan yağmurdan sonra çıkan gök kuşağının rengi,sen bana mutluluktun,sen bana iç sesim,yürek sızımdın....sendin bana canıma canan hayatıma anlam katan.....

sevgiliye hasret bir yürek dağları yıkar,zindan olduğu yürekteki prangaları kırar,esmeyen rüzgara bir off çeker estirir ,yağmayan yağmura bulut olur gözyaşları sel olur,sevgiye hasret yürek deli eder divane eder seveni kül eder her bir hücresini yakar deler.....

sevgiliye sevgiyle,gözyaşlarıyla yazılan mektup,yürekten akan beyaz sayfalara dökülen duygular sağanağıydı oysa.....

sen bende şiirler yazdıran bir sevgiliydin,sen bende bir çocuktun hiç bir zaman büyümeyen,sen ben de son nefeste bile can olacak kadar son nefestin.....

sevgim uzaklardaydı bende uzaklara süzülüyorum her gece hayaller denizinde yüzerek,gülerken bile ağlatan sevgi yaşamalı bu yürek uzaklara giden sevgiliye hasret.....

ben seni anlatan şiirleri sevdim,ben seni anlatan şiirleri okuyan sesi sevdim,ben senin kahramanlıklarını yazan kalemi sevdim,ben seni sen olduğun için sevdim yüreğimin tek sevdiği......

@ilkSEN 
27.5.2015

11 Eylül 2015 Cuma

GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR -5-

akşam karanlığı çöktü mü hüzün çöker yüreğime başbaşa kalır düşüncelere dalarım sımsıkı sarılırım özlemlerime,hasretlerime o akşam karanlığı her çöküşünde.....

her beyaz sayfalara sabırla başımı dayadığım da kara kalem bile düşüncelere dalar ne yazsam der giden yar yarenin peşinden yakarım bir tel sigaramı karışırım dumanına,''affet beni'' diye başlarım son mektubuma okunmayacağını bile bile..... 

sana dair hayallerim var oldukça sen beni aramaz sormasan da sen benim özlemlerim desin,hasretim desin,yolunu beklerim esen rüzgar da kokunu özlerim ben sabırlar bekliyorum gözlerim yollarda gel ne olur can parem.... 

kadının ismi şiirdir zaten sevmeleri,gülüşleri,özlemleri,bakışları,kokusu,bir tel saçı,varlığıyla renk katar olduğu yere,kadını kadın gibi yaşarsan unutulmaz,şiirler yazdırır yüreğiyle bakan yüreklere....

gitme desem sana dinler mi beni yürek sesin,gitme ben sensiz yokum,gitme sensiz yürek yaram hep kanamalarda,yine giderken binbir yalan diyecek dilin pembe değil riyakarlık kokan hepsi ama gidişinle az az öldürüyorsun beni biliyor musun.....

tarih kokan şiirler vardır ezelden beri gelen dünyaya hükmeden ataları anlatan,oğuz boyundan başlayan kahramanlıkları anlatan dizeler yazar şair boyları.....

benim sana dair ertelenmiş düşlerim var yüreğimde biriktirdiğim,sen gittin gideli acılarımın acıları hiç dinmedi,gözyaşlarım hep içime aktı,çocuksu hayallerim yok artık,sadece umutlarımı biriktiriyorum zamanla yarışan,temiz sayfalara çekiyorum dize dize satır satır,sen uzaklara gitsen de sana biriktirdiğim umutlarım var benim,yine severim ben seni her şeye rağmen gülerek.... 

seni yürek köşküme misafir ettiğim için pişmanlıklarım var,gülen sahte yüzüne,sevgiyle bakan gözlerine,dilin başka yüreğin başka deyişlerine,söz verişlerine inanan yüreğimin ağlayışlarını gördükçe sadece pişmanım seni kabul eden yüreğime kızgınım dargınım ben ve sana olan inanışlarıma keşkelerim var benim....

bak iki gözüm sen gittin gideli ben viranlardayım,sen bir gün çıkıp gelirsen benden bir ize rastlayacağını sanırsan yanılırsın,belki iki satır yazar bu kalem tutan eller,belki belki diyor bu yürek bir rüzgar estiğinde kokunu getirince kalakaldım birden dalda sararıp düşmeye ramak kalan sarı yaprak gibi yinede yüreğim el vermedi sen gelirsin diye....bak beklemelerdeyim iki gözüm bir gün gelirsin diye....

mayıs yazın habercisiydi oysa esen rüzgarlar hüzün mü getirdi.....

yalnızlıklar çökmüşse yüreğimde sana dair iç sesim konuşmaz oldu benimle dinlediğim şarkılar,türküler yalnızlığı anlatır oldu,senin adın bundan sonra yüreğimde yalnızlık oldu.... 

kadın yarım yaşar yaşayışlarını dense de, aslında yaşamaz o yarımlıkları yaşatır yaşanmışlıklar ona,kadın bir bütün yaşar da yaşadıklarını hayata dair o bütünü gören yürek gözü lazım gerek....

sen sen olduktan sonra dünya tersine dönse de bu yürek sevdi mi kor ateşlere düşse de siyahla beyaz gibi geceyi gündüz olarak yaşar....sen sandın mı ki ben yokken sen sen olabilirsin hep bir yanın yarım kalacaktır.....

sen benim gönül bahçemin açan renkli çiçekleriydin,sen bana masum bakan çocuk güzelliğinde idin,ardımdan gelen gölgem misali hayalim din,toprağa can olan su misaliydin yüreğime,sert esen rüzgar gibi savurdun beni....sen bana pembe hayaller kurduran bir vefasızdın oysa ki.....

@ilkSEN 
20.5.2015
GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR  - 4 -

gitti mi giden uzaklara el olur yar,yağmurdan sonra güneş gibi özlersin,dargın olan gönülde hüzün var artık,giden gönül bağım yok artık,yazan kalem'' Dargınım, ben sensiz geçen ömüre.'' der.

ben sevgi nöbetindeyim ey sevgili sen yoksun buralarda,şarkılar sen diye çalar,bülbüller sen diye şakır,sözler sen-i söyler,yorgun kalbim dinlenmeli gel ey sevgili gel,gel ve nöbet sırası sende...iyi nöbetler olsun sana ey yar....

sesin vurdukça gönül çeperlerime gözlerim dolar gövdeme dar gelen yüreğimin kalp atışlarım hızlanır,avuçlarım terler,kelimelerim boğazıma düğümlenir,oysa ki sen hayaller kurduğum rüyalarımın sessiz çığlığıydın,sen bende aşk ben sende ise işte orasını bilemem.....

hayat değilmiydi bir varmış bir yokmuş misali;dün çocuktun bugün genç oldun yarın yüzünde olan kırışıklara hayat tecrübenle yaşadıkların suskunluğa karışacak yaşanmışlıklar tozlu raflara bir kitap gibi kalkacak,ağlayacak gönül telin geçmişe....

anne gibi kadın karanlığa ışık gibi ,aşka susamış gibi sevilesi,rüzgarda savrulan gül kokusu gibi,elleri nasırlı sımsıcak,güneş gibi doğar çocuk dünyama,sen anne olan kadın ''Cenneti ayakları altına toplayıp gelen güzel kadın.'' varlığın umut varlığın sevgi demek.....

nerdesin sen ? ey yar,sensizlik vurdu yine aklıma her seste arar oldum,arar oldum seni dünlerde yoktun bugünde de bekler oldum yarınım belirsiz,hadi çık gel nerdesin sen?....

sen bana mevsimler gibi geldin,yazın sıcağı gibi,kışın soğuğu gibi,ilkbaharın çiçekleri gibi,sonbaharın sarı yaprakları gibi geldin,geceye vuslat dibi geldin,ben sana ben gibi,sen bana sen gibi,ben sana''MÜEZZA'' gibi geldim....

sensizliğe geceler arkadaş oldu bana,sensizlik gecelerde feryadı figan eden gönlüm,özlemle hasretle yazıldı dizeler satır satır dize dize,sensiz gecelerde sabahlar olmaz oldu,sensizlik kor ateşler gibi yaktı tarumar etti yanan yüreğimi,çaresiz olan yüreğime gel de serin rüzgarlar essin.....

sensiz yıllanmışlıklar yansır yüz hatlarına sevinçliyken güller açar,hüzünlüyken gerilir ince çizgiler,yıllara meydan okumuştur bu yaşanmışlıklar,aynalar anlatır baktıkça sensiz yaşadığım yılların çaresizliğini,unutmadı seni ama affetmek zaman istiyor....

öyle yaa...sen yoksun şimdi,hayat devam ediyor,sensizliği senden kalan anılarımla yaşamaya devam edecek bu yürek ,sen yoksun ya...gün gelecek bensizlik acı bir yara gibi oturacak yüreğine,sen yoksun ya...ben sensizliğe alışmaya başladım ama seni bilemem,zaman her şeye ilaç derler ama zamanda sensizliğe alışmaya başladı beni sensiz bırakan sen....öyle yaa sen yoksun hayatımda sen yoluna ben yoluma....

gece çöktü mü hüzünlenir gönlüm yokluğunla buz keser bedenim,gittin gideli gecenin anlamı yok,şarkılar boş çalar oldu,gönül dizeleri yazmaz oldu ,sen yoksan bana her yer soğuk,bu yürek seni diler,gel de bir güneş gibi doğ yaralı gönlüme ısıt yürek ateşinle,benim hüzünlü gönlümün kaçak sevgilisi...

sevgi ve aşk yorgunu bedenlere hasreti yüklemek martılardan medet ummak gibi....

sözler yürek yarası...sözler yürekte mahşeri meydan...sözler yüreklere merhem....ama kıyametler kopana kadar....

@ilkSEN
13.5.2015
GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR -3-

Biten sevgilerde hep yarım kalır hem gidenin hemde geride kalanın bir tarafı geriye sadece yürek yangını kalır.....

ahhh yalnızlık ruhun hasret yangını olan aşkın hayallerde kalan umudu oldu, sadece geriye şiir dizelerine düşen notlar kaldı..... 

Gönül sessizliğini kırda gel bana karışalım arzulara gel etme eyleme beni sensiz bırakma gel de bu gönül hasretliği bitsin.....

Tüm ayrılıkların ardından bir çığlık gibiydi''gitme''demek oysa yüreği kan ağlıyor gözyaşlarından için için kan damlıyordu...ama belli etmiyor sadece kendi kendini teselli ediyordu''giden gitti yolu açık olsun''sen yaşadıklarınla hayallerinle gecelerde yıldızlarla başbaşa ver yaşa yalnızlığını....

Sevgiler zaman aktıkça hasrete karışır mutluluklar mevsimlere karışır toprak suya hasret olduğu gibi yaşanır aşklar....

Yürek sızlatan aşk çağrılmayı beklerden bir kıvılcım bekler yosun kokulu yürekten..... 

Üşüyor bedenim ruhum yaşadığım aşk dan yana ,gittin gideli ben ben değilim artık kendimle başbaşa kaldım konuşuyorum ruh yalnızlığımla anlatıyorum sadece anlatıyorum yalnızlığım dinliyor bir kelam etmeden bir boşluktayım artık sadece üşüyorum ben.....

Yazan şairlerin ilham perisidir şehr-i İstanbul aşk kokar tüm sokaklarıyla taşıyla toprağıyla yedi tepesiyle tarih kokan eserleriyle,rüzgarı bir başka eser,denizinin mavisi başka bir mavidir,martıları bir başka kanat çırparlar ve aşkları da başka güzel yaşanır yürek yakar sızlatır... ne demiş yazan şair''Eğer ben şairsem, beni hatırladıysan.
Deli olduğumu bilirsin. ''demiş.

İlk yaşanan sevgiler hep çocuksu ruh güzelliğinde başlar çıkarsız,umarsız,ayrılık hasretini yaşar gibi,özlemle bekler gibi o küçük bedende kocaman olur seven yürek açar kollarını kucaklar tüm kucaklarını açan yüreklere...

Bir sonbahar akşamı yaşanır tüm aşk ayrılıkları daldan düzen bir sarı yaprak gibi salınarak düşer toprağa,tam kendine gelmişken esen deli rüzgar tokat gibi çarpar düşen sarı yaprağa...bende düşen sarı yaprak gibi dalından düştüm kara toprağa bir sonbahar akşamı....

@ilkSEN 
6.5.2015
GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR -2-

gece karardı mı el ayak çekildi mi beklersin pencerenin önünde dönsün diye beklediğini soytarı misali......

uzaklara giden ''sen'' dediğin artık sende bıraktığı anılar savruluyor yüreğinde ve yoksun olan yüreğin baka kalıyor uzaklara...... 

 inceden bir sızı vurur gönül telime yağmur misali ve inceden bir sam yeli eser nefesi kesen yokluğun ağlatır beni gecelerde......

bir an mutluluk dedim ardına düştüm korkmadan açtım gönül penceremi ama aradığımı bulamadım neden kapattın gönül kapılarını heder etme beni artık beni benle bırak bee zalim......

bak usta mevsimlerde dolaştım seyyahlar gibi güz gülleri gibi döktü yapraklarını gönül dallarım sebebi sensin kara gözlü yar...

bir rüya bir masal değilmiydi yaşadıklarımız topladın tüm duygularını sıkıştırdın bir valizin içerisine estin rüzgar gibi gidişinle derin kesikler bıraktın kanayan yüreğimde...... 

tüm resimler anlatmıyor mu uzakta olanları sevgiler özlemler hasretler anlatılır bir resme bakılarak ......

vaz geçemediğimiz aşkı sevdayı yaşatan masallar gibi ve zaman geçtikçe her şeyden vaz geçildi de bir tek aşkı sevdayı yaşadığım senden vaz geçemedim uzaklara gitmiş olsan da.... oysa yolcuyuz hepimiz bu aşk yolunda.......

her sevdalı yüreğin bir anahtarı yokmudur o anahtar sevdalı yüreğin elindeyse kapılar ardına kadar açılır savrulur gider sevinçlere karışır sevgi yürekleri......

sensizliği yazdım bir sararmış mektup kağıdına konuşamadıklarımı gönül sesimle yazıyorum satırlarımı gözyaşlarına karışarak bak dinle sensiz ne haldeyim gecelerim gündüz gündüzüm gece oldu sen beni giderek ne hallere soktun biliyor musun ? tarumar oldu ruh-i bedenim artık rüzgara bıraktım tüm duygularımı artık ben benle savruluyorum denizlerde yelkeni açılmayan yelken gibi gitme kal desem kalır mısın gülüm......


@ilkSEN 
29.4.2015

7 Eylül 2015 Pazartesi

GECENİN RENGİN'DEN DÜŞEN NOTLAR -1-

Canının canını özlersin yaaa özlemle beklersin sesini soluğunu keser ve özledim dersin işte karanlık geceme ışık gibisin...

Vedalar hep zordur eğer yüreğinin en güzel yerini parsellemişse canının canı ama ama işte bazende yüreğin acısa da usulca sessizce gideceksin severek de olsa...

Varını yoğunu yüreğini hayallerini geçmişini geleceğini bir tel sigara içerek önüne koyarak uzaklara dalıp dalıp gitti adam ve yüreğindekini masaya koydu.

Gecenin en karanlığında varlığınla ışık oldun yaaa sen bana ben sana bir şarkıydın gecenin karanlığında....

Cevapları olmayan sorular yumağında yaşanıyor benim sevgim yaslandığım omuz ağır geliyor artık,var olduğun yürek artık eskisi gibi değil,kelimeler artık kifayetsiz kaldı ve ne söylesen boştur bazen zaman diliminde sadece susmak kalır sana... ve son cümle olarak dedi ki yazar''Ama sakın ola ki üzülme. Ölüme çeyrek var sevi’ye zaman yokmuş sevdiğim.''

Sevdalar hep yalnız yaşanmaz mı yüreklerde hasreti,özlemi,ihaneti yaşarsın akıtırsın yüreğinin en derinlerine ve sadece tek istediğin bir yudum sevgidir aslında ...ben sevgimi yüreğimde ağlayarak yaşıyorum alev alev yansam da ve belki canlanır dedim ama olmadı olamazdı....

Aşk-ı sevdalar hep baharda yeşermez mi?çölde susuz kalan gibi,rüzgarda savrulan yağmur gibi,denizde parlayan yakamozlar gibi,vuslatlar yaşanır hep ve sen yinede baharı bekle sevgili güzel günler yakın gece ile gündüz olarak ....

Yazmak sana dair,tüm dertlerin,sevinçlerin,üzüntülerin ,mutlulukların,için için ağlamaların ve yürek suskunluklarını ve seni sana anlatmak için sadece sessiz çığlığım olarak yazıyorum sana dair.... yazmak herkese dair,yazmak sevgilere dair ....

Ben seni gözünün baktığı yerlerde,ben seni elinin değdiği yerde,ben seni dudağının değdiği yerlerde,ben seni yüreğimden geldiği gibi sevdim sadece sevdim,sen farkındamıydın bilemedim ama ben seni sen olduğun için sadece sevdim zamana karşı olarak yarışarak....

@ilkSEN
22.4.2015
GECENİN RENGİNE BİR NOT

geceye bir not düş dedi gönlüm
mutluluğun sarhoşluğu sarmışsa
her yanımı...
gecenin rengiyle 
aydınlanmış sa gecem
dizelere ses olmuşsa
bir gönül teli
bu mutluluğa
sebep olmuşsa
iki dost yürek 
dinlemişse şiir yürekler
akmış sa gece
damla damla
dize dize
satır satır
dökülmüşse yüreklerden
hasbihal sesleri 
yankılanmış sa
gecenin karanlığın da
zaman zamanla
yarışmış sa
yelkovanla akrep 
gece yarısı
on ikiyi gösterdiğin de
gecenin rengi
veda buselerini 
koymuş sa gönüllere
gecenin aydınlığı
karanlığına karışarak
bir daha ki 
can/anla 
gecenin rengine
ışık yakmak için
yürek koymak için
araflarda olacak 
bu gamlı gönül
....

@ilkSEN 
15.4.2015
GECENİN RENGİ

gecenin seyri 
gece yarısına doğru akarken
radyodan yayılan 
kısık buğulu sesin 
şiirsel nağmeleri
bir yanım seste
bir yanım gündüzde
gündüzün hüznünde
yine acıyan sol yanımda
düşünceler yumağı
dönüyor....
bir kelebek narinliğin de 
olan....
sevgim/sevgilerim
alıp savuruyor gecenin 
karanlığına beni
radyodaki buğulu
sesin yankılanması devam ediyor
dize dize,satır satır
şiirsel olarak
gecenin seyri
gecenin rengiyle
akmaya devam ediyor
bense acılarımla başbaşa
gecenin karanlığında
kaybolan duygularımı
gecenin seyrine bıraktım
gecenin rengine karışarak
radyoda ki
buğulu ses eşliğinde 

@ilkSEN   
3.2.2015 / 23.00

26 Ağustos 2015 Çarşamba

NOKTA..... KOY BE KADIN .....
bir kadın bir nokta olarak
doğar anasının karnından
anadan üryan olarak
tertemiz saf yoğrulmamış
ellenmemiş, dokunulmamış
hem ruhuna hem bedenine
bir kız çocuğu olarak
gelir yalancı cennete
büyümeye başlar anacığının
yamacında...
zaman geçmeye başladıkça
o küçük kız çocuğu
serpilmeye başlar bedeni,
tomurcuk salar göğüs uçları,
yalnız ruhu büyümez çocuk kalır
ilk erkek olarak 
ona bir nokta olmasına
sebep olan adam
adam gibi adam
olması gereken adam
adam olamamıştı
yıkmıştı hayallerini
kırmıştı cam gibi olan
ruhunu.... 
küçüK kız yüreğine
cemreler düşen
kadın olacaktı 
ileri ki yıllarda
genç kız olmuştu
o bir nokta olan
küçük kadın
ilk göz ağrısı
ilk erkeği olacağı
bir adamı sevdi
gençlik aşkı olarak
sadece sevdi
suçu sevmek oldu
babam dediği adam
dinlemeden, sormadan
infaz etti, dar ağacına getirdi
ruhunu.... sonra bedenini...
ayırdı gençlik aşkından
kopardı onu...
sonbaharda sararan bir yaprak gibi
attı onu başka kollara
ne olduğunu anlamadı bile
aklı ruhu ve bedeni
sevdiceğindeydi....
direnemedi bir nokta olan ruhu
kaderine razı oldu 
gecesi gündüz
gündüzü gece oldu
ruhu başka bedende
bedeni başka bedenin di artık
zaman geçiyordu
sonbahar sonu
kendi gibi bir nokta
düşmüştü bedenine
cemreler düşen ruhuna
sonbaharın habercisi gibi
nokta olan eylül
can oldu, canan oldu
bir girdabın içinde
dönmeye başlayan
ruhuna bahar gelmişti
artık tek yaşama sevinci
olmuştu ....
o noktayı bedenine kolay adam
adam gibi adam olamamıştı
yaralamıştı ruhunu
ezmişti bedenini
bu hayat böyle gitmez dedi
kendi kendine karar verdi
''nokta....koy be kadın''
dedi...
hayat senin hayatın 
hayatına adam gibi adam
olmayan adamlar karar veremez
hayatının baharında
genç güzel bir kadın olarak
son noktayı koydu...
bir tek eylül dü 
yaşama sevinci
onun için sıkı sıkı 
tutunmalıydı,
ona verdiği sözleri tutmalıydı
birde anacığına verdiği sözler vardı
pişman değildi verdi karardan
hayat devam ediyor
zaman ilerliyordu
aradan yıllar geçti
bir nokta olan genç kadın
güzel, gözleri yosun yeşili
hüzünlü bakan kadın
kadın gibi kadın olmuştu
hem gözü, hem kulağı, hem ruhu
okşuyordu, tam sevilesi olmuştu
hak eden ruhlarda...
kadın, bir girdabın içerisinde
dönerken....
yüreğinde biriktirdiği
bedenini saran 
tutkuyu ve ihtirası 
bir volkan gibi biriktiriyordu
zaman zaman hayatına
adamlar giriyordu
adam gibi adam
olmayı beceremeyen
kadının bir nokta gibi
ruhunu okşamasını bilmeyen
boş adamlar....
bir adam girdi,
ve yıktı kül etti
ruhunu kadının
aklını karıştırdı
bir yalanmış
meğer....
çekti gitti....
kadın teselliyi
göz yaşlarını
kağıtla kaleme anlattı
dili lal gönlü söyledi
kalem yazdı beyaz sayfalara
yazdıkça yazdı
son noktayı koyamadı kadın
yıllar önce dediği gibi
''nokta ....koysana be kadın''
diyemedi kadın....kendine 
nedenini kendi de bilemediği
yine kabuğuna çekildi
kendi ruhuyla kavrulmaya
başladı...
yarı ayık yarı sarhoş olan ruhuyla
zaman bu akmaya devam ediyordu
yine günlerden bir gün
bir armağan olması geren ruhuna
ona ''benim kadınım'' demesi geren
onun da'' benim erkeğim'' demesi gereken
ama.... aması vardı....
kadın yılların vermiş olduğu 
tutkunun ihtirasın ve birazda
intikam duygusu ile...
bir gece zifiri karanlığa
bürününce...
kapısını çalan armağanı
bir hediye gibi
içeriye aldı
paketin aklı karışık
ruhu ne yaptığını bilmeyen
kadın bu tutkusuna ihtirasına
o an da ruhunu dinleyerek
bedenini de ortak ederek 
gecenin karanlığına karıştı
ruhuna eşlik eden bedeni ile
armağan armağanlığını bilemedi
bir ruh hazinesinin kıymetini bilemedi
aklı ve ruhu karışık olan kadının
armağana karşı 
sevgi yoktu ruhunda...
aşkta yoktu ruhunda...
ve.... yapması gerekeni yaptı
içinde ki sesi dinledi
kapısını çalan armağana karşı
ve.... ''son noktayı'' koydu
armağan bir paket olarak
gecenin karanlığına karıştı
bir daha arkana bakma
kadın....
sen ne zorlukları aştın da
geldin bu zamanlara
seni anlamayan
senin ruhunu okuyamayan dan
senin ruhunu okşayamayan dan
uzak dur kadın....
arkana bakma!
önünü göremezsin kadın
sen sevilmelere
seni sen yapacak
ruhlara ihtiyacın var
sen de biliyorsun
kadını anlamak gerek
kadına ''kadınım'' diyebilmek gerek
kadın da ruhumun ''erkeği'' diyebileceğini arar....
buldu mu kadın....
noktalı virgül koyar
sıkı sıkıya sarılır
ruhunun aşkını
bırakmak istemez 
ama beee kadın
senin yüreğini yıllar yaralamış
derin izler bırakmışlar
girip çıkanlar
kadınlı erkekli olarak
bazen dur demek lazım
kadın....
bazen noktasız virgül
değil kadın....
bazen NOKTA koymak
gerek be kadın....
hadi arkana bakma
kadın....
kendin ol....
kendine haksızlık etme
sadece karar ver
ve kendine söz ver
sadece.... de ki...kendine...
''NOKTA..... KOY BE KADIN .....''
çünkü sen güçlü bir kadınsın...
mutluluk sana yakışıyor 
yüreği güzel kadın 
Seni yoran bu hayata 
rağmen .....
sat bu dünyanın anasını 
mutlusun sen ..... mutlu.....
mutluluk anlarda gizli 
anı yaşa ...... içine çeke çeke ...
ne olur .....
bir daha cemreler düşürme
kadın .....yüreğine ....

@ilkSEN 
8.8.2015 / 23.30


(gönülden yansıyan sağanak yazılar 20 )

Sabahın ilk ışıklarıyla güneşin doğuşuna doğru yolları kıvrım kıvrım olan,tarih kokan ,aşk kokan,yedi tepeli şehr-i İstanbul'a yol alırken bu beden bir hayal şehrini anlatmaya başlıyor ruhum....

anlatmaya zamanın yetmediği,yazarken cümlelerin su gibi aktığı,anlatırken kelimelerin kifayetsizliği,susarken yüreklerin acıdığı şehre son sürat doğru yol alırken her seferinde ilk defa geliyormuş gibi heyecanlanan yüreğim,yerden kesilen ayaklarım,tavan yapan mutluluğum ve yine aynı heyecanla Üsküdar sahilinden göz kırpan aşkların küçük evi ''kız kulesi'' ''hoş geldin'' diyor ve ona eşlik eden martılar da süzülerek denizin üzerinden selam vererek başımın üzerinden teğet geçiyor.

İstanbul'un incisi boğaza paralel denizin üzerinden yürümek gerek ,yıllara meydan okuyan vapurun kulakları sağır eden tok sesiyle birlikte denizin yosun kokusu genizleri yaka yaka koşar adımlarla yol alıyor vapur salına salına,arkasına deniz köpüğü dalgasını sala sala yolun sonu Kabataş rıhtımında son buluyor....

kısa bir taksi yolcuğu ile Beyoğlu'nun İstiklal caddesine yol alıyor ruh bedenim İstiklal-i İstiklal yapan ve sana bakan sağlı sollu küf tutmuş tarihi binalarını ikiye bölen yoldan yıllara meydan okuyan tarihin tek damlası gibi akıyor her beş on dakikada bir tarihi tranvay....

beklemek neyi beklemek....aslında İstanbul'u solumanın özü amacı belli onun için güzel insanlar bir güneş gibi doğuyor teker teker,damla damla deniz oluyorlar.bir emel-i olan panter yürekli cana can veren can dostu çıka geliyor zaman duruyor bir anda....o anlatıyor sen pür dikkat kesiliyorsun bir cümle bir kelime kaçırmamak adına nefesin kesiliyor yutkunmadan gerçek bir masalı dinlemek alıp götürüyor seni geçmişe doğru tarihi şehirde...

aslında bir diğer yüreği de bekliyorsun çıkıp gelse diyorsun için için...bir kuş olsa uçup gelse yüreklere su serpse...bir hülyay dı hayallerimi/hayalleri süsleyen anlatılmayan sadece yaşanan canların canına hak can....olmasa da ruh-u yetti denir yaaa.....sadece fısıldadı ruhlara kuşlar kafesleri kırdı isyan etti ''özgürlük'' diye haykırdı gökyüzünden süzülerek....

karanlıktan tünele doğru süzülürken tünelin ucundan bir ışık yayıldı güneşi getirenlerin üzerine ....kafesleri kıran kuşlar '' ey özgürlük ''diye haykırdı yankılandı sesi yer yüzüne....

akşamın güneş kızıllığı çökmeye başlarken her güzel şeye veda etmenini burukluğu kapladı yüreğimi,veda etmeye şehr-i eminin özgürlük anıtı olan Taksim gezginlerin parkına bir rüzgar gibi geçmek yaşananları ve anı yaşayanları yaşadıklarını hissetmek için doğa yeşilinin koynuna uzanmak sıcaklığını hissetmek bir iki saniye gözleri kapatıp solumak o anı....

dönüşe geçen beden geri geri doğru giden ruhum,arkada bir sevgiliyi bırakmanın acısını yüreğime gömerek denizin rüzgarında yol alırken kıvrım kıvrım yollarında gözyaşlarını içine akıtarak kendi kendime tekrar tekrar söz veriyordum ''bu son değil tekrar geleceğim'' diyordum yüreğime yeter ki sen üzülme arkada güzel anılar ile ve GERÇEK BİR MASAL ile dönüyorsun kendi yaşadığın şehre....

biliyorsun gerçek yaşanan masallar da hiç bir zaman SON yazmaz masal kitabının sonunda.... yaşam devam ettikçe masal devam edecektir sen son demedikçe.....


@ilkSEN
13.6.2015


(gönülden yansıyan sağanak yazılar 19)