11 Eylül 2015 Cuma

GECENİN RENGİNDEN DÜŞEN NOTLAR -2-

gece karardı mı el ayak çekildi mi beklersin pencerenin önünde dönsün diye beklediğini soytarı misali......

uzaklara giden ''sen'' dediğin artık sende bıraktığı anılar savruluyor yüreğinde ve yoksun olan yüreğin baka kalıyor uzaklara...... 

 inceden bir sızı vurur gönül telime yağmur misali ve inceden bir sam yeli eser nefesi kesen yokluğun ağlatır beni gecelerde......

bir an mutluluk dedim ardına düştüm korkmadan açtım gönül penceremi ama aradığımı bulamadım neden kapattın gönül kapılarını heder etme beni artık beni benle bırak bee zalim......

bak usta mevsimlerde dolaştım seyyahlar gibi güz gülleri gibi döktü yapraklarını gönül dallarım sebebi sensin kara gözlü yar...

bir rüya bir masal değilmiydi yaşadıklarımız topladın tüm duygularını sıkıştırdın bir valizin içerisine estin rüzgar gibi gidişinle derin kesikler bıraktın kanayan yüreğimde...... 

tüm resimler anlatmıyor mu uzakta olanları sevgiler özlemler hasretler anlatılır bir resme bakılarak ......

vaz geçemediğimiz aşkı sevdayı yaşatan masallar gibi ve zaman geçtikçe her şeyden vaz geçildi de bir tek aşkı sevdayı yaşadığım senden vaz geçemedim uzaklara gitmiş olsan da.... oysa yolcuyuz hepimiz bu aşk yolunda.......

her sevdalı yüreğin bir anahtarı yokmudur o anahtar sevdalı yüreğin elindeyse kapılar ardına kadar açılır savrulur gider sevinçlere karışır sevgi yürekleri......

sensizliği yazdım bir sararmış mektup kağıdına konuşamadıklarımı gönül sesimle yazıyorum satırlarımı gözyaşlarına karışarak bak dinle sensiz ne haldeyim gecelerim gündüz gündüzüm gece oldu sen beni giderek ne hallere soktun biliyor musun ? tarumar oldu ruh-i bedenim artık rüzgara bıraktım tüm duygularımı artık ben benle savruluyorum denizlerde yelkeni açılmayan yelken gibi gitme kal desem kalır mısın gülüm......


@ilkSEN 
29.4.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder